Başılığımız "Kim 500 Milyar İster" gibi birşey oldu ama hakikaten dünyanın en güçlü insanı olmak çok da zor değil. Bu yazımızda inşaAllah, bu konuya bir bakacağız. Önce bir örnekle başlayalım; şimdi bir adam evinize geldi ve "bu evi 24 saat içinde boşalatacaksınız, ben gelip bu evi ve içindeki bütün eşyaları alacağım" derse o adama ne yapardınız? Kafa göz patlatırdınız heralde. Peki aynı adam yanında 2 silahlı asker ile kapınıza dikilse gelip size "evinizin tapusu bende, bu ev benim, çabuk bu evden çıkın." derse aynı adama ne yapabilirsiniz? Hiçbirşey... Çünkü o adamın arkasından devlet var ve o adam o devlete sırtını vererek o evden sizi çok kolay bir şekilde çıkartabilir. Aynen öylede eğer bizde arkamıza mutlak güç ve ilim sahibi olan herşeyi yapmaya müktedir olan Zatı Zülcelal'ı, ALLAH'ı alırsak bütün kainata meydan okuyabiliriz.
"İmân hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imânı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir"
En Büyük Güç "Bismillah"
Dünyadaki süper güç biz müslümanlarca ABD, İsrail, Çin olmamalı bizim için en büyük güç DUA'dır, Bismillah'dır. Eğer biz Allah'ın adıyla başlarsak bütün bu dünya bize muhassar olacak, bize bütün rahmet kapılarını açacaktır. Nasıl ki bir ilde valinin adıyla her işimizi halledebilirsek aynen öyle Allah'ın adıyla olan her işte bize bütün kapılar açılacaktır. Dikkat edelim Efendimize inen ilk ayet "Yaratan rabbinin adıyla oku" diye başlar. اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ (Ikra’ bismi rabbikellezî halak) Bu ayetin nuruyla sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed(s.a.v) ümmi(okuma-yazma bilmeyen) iken dünyanın bütün sırlarına müktedir oldu. Bu ayetle başlayan vahy ile hiçbir kudreti olmayan Efendimiz(s.a.v) 1.7 milyarlık bir dinin önderi oldu. Allah'ın adıyla başlayarak o cehalet çukuru, cehennem çukuru, taş kalplilerin arasından, ilim ve irfandan uzak bu kabilelerin mensupları şuan bütün dünyaya örnek insanlar oldular. Cehaletten kızlarını diri diri gömen arap toplumu modern bilimin kurucuları oldular. Dünya'nın harika dediği kütüphaneleri inşa ettiler. Hiçbir yazılı kaynakları yokken(En önde oldukları şiirlerini bile yazıya geçirmemişler ezberlemişlerdir) bir tek kitap olan Kur'an'dan süzülen kitaplarla kütüphaneler dolusu kitaplar yazmışlardır. Şimdi gördünüz mü bir "Bismillah" nelere kadir oluyor.

O Avuçlarında Ne Dualar Gizli
Dua... Allah'ın rahmeti...
Dua'nın verebildiği huzuru kim verebilir ki? Yahu Elhamdülillah müslümanız ya :) ve Elhamdülillah duamız var. Rahman olan Allah bize dua gibi bir nimeti vermeseydi şuan insalık nasıl bir durumda olurdu acaba çok merak ediyorum. Her an koşabileceğimiz bir Rabbimiz, içimize dökeceğimiz bir Allah'ımız, gözyaşlarımızı akıtabileceğimiz seccadelerimiz var, ve dualar dolusu avuçlarımız. O avuçlar bir günü, bir hayatı, bir ülkeyi, bir ümmeti hatta bir dünyayı bile değiştirebilir ve hatta sonsuza bile tesir edebilir. Bütün dertler, kederler, gözyaşları herşey ama herşey bir duaya bakıyor tabi dua etmesini bilirsek. Allah bize öyle bir din bahşetmişki geçmişe bakıp yaptığımız bütün haramlardan dolayı üzüntülerimiz, kederlerimiz ah ve vahlarımız bir tövbeyle siliniyor ve geleceğe baktığımızda bütün endişe ve korkularımız bir dua ile yok oluyor. İşte bu yüzden Dua bir rahmettir ve rahmet olan Kur'an başlı başına bir duadır. En başından en sonuna kadar her ayet ama her ayet bir duadır. Ama söylediğim gibi nasıl bakmasını bilirsek. "Elif, Lam, Ra" bu ayetin bile bir dua olduğunu söylüyor Üstad Nouman Ali Khan, bu ayet "bana bilmediklerimi öğret ben hiçbirşey bilmiyorum" duasıdır. "Er Rahman, Alleme lKur'an"(Rahman, Kur'anı öğretti) Evet Allah bize Kur'anı rahmetiyle öğretti, Kur'an Allah'ın rahmetinin bir tecellisiydi. Onu açıp okuyup anlasaydık eğer belkide bugün neden dualarım kabul olmuyor diye Allah'a naz yapmazdık.

Dua'da Acele Etmek Dua'yı Yok Saymaktır
Bir dua ediyoruz ardından o dua ne zaman karşılık bulacak diye oturup gün sayıyoruz. Dua ediyorum ediyorum kabul olmuyor, ediyorum ediyorum işlerim düzelmiyor, ediyorum ediyorum devlete atanamıyorum, iş sahibi olamıyorum vs vs. Öncelikle dua yalvarıştır, Allah'a naz etmek değildir. Biz olayı Allah'a naz etme boyutuna getirdiğimiz için ettiğimiz dua dua olmaktan çıkıyor, haşa emir etmiş gibi bir hal alıyor. Dua'da acele etmezsek duanın kabul olduğunuda görürüz elbet. Bediüzzaman'ın dediği gibi "Vermek istemeseydi, istemek vermezdi". Eğer Allah bize birşey vermek istemesydi, içimize dua gibi bir ihtiyaç yada istemek aracını bize bahşetmezdi. O yüzden dua edip beklemek gerekir, gerekirse 10yıl, 20yıl, 30yıl, 1 asır,10 asır 100 asır, hatta taaa kıyamete kadar beklemek gerek. Zırh gibi o duaya sarılıp mükafatını alacağımız cennet kapısına kadar beklemek gerek. O yüzden dertleri silme aracı olan duayı dert haline getirmeyin bekleyin "Dert etme, dua et" ;) Selametle :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder